Primitif Davranış Ne Demek ?

Cansu

New member
Primitif Davranış Nedir?

Primitif davranış, insanların ve hayvanların evrimsel olarak daha eski dönemlerden kalan, içgüdüsel ve biyolojik olarak yönlendirilen davranışlardır. Bu tür davranışlar, genellikle daha kompleks düşünce süreçlerine dayanmadan doğrudan çevresel uyaranlara ve içsel ihtiyaçlara yanıt olarak ortaya çıkar. İnsanlar ve hayvanlar arasında görülen primitif davranışlar, evrimsel açıdan hayatta kalmayı sağlamak amacıyla gelişmiştir ve genellikle daha az bilinçli, otomatik tepkilerdir.

Evrimsel biyolojide, primitif davranışlar, türlerin hayatta kalmalarına yardımcı olan temel davranışsal kalıplardır. Bu davranışlar genellikle basit ve doğrudan bir şekilde gerçekleşir; örneğin, bir hayvanın avına saldırması, tehdit altında kaçması veya beslenme davranışları gibi. İnsanlarda da benzer şekilde, korku, öfke veya sevgi gibi duygulara dayalı primitif tepkiler gözlemlenebilir.

Primitif Davranışların Özellikleri

Primitif davranışlar, genellikle bilinçli düşünceden ziyade içgüdüsel hareketlerdir. Bu tür davranışlar, insanların veya hayvanların doğrudan biyolojik ihtiyaçlarına yanıt olarak ortaya çıkar. Örneğin, bir insanın acıkması durumunda yemek arayışı, temel içgüdüsel bir davranış örneğidir. Bu tür tepkiler, beynin eski, evrimsel olarak daha ilkel bölgelerinden kaynaklanır.

Bir diğer önemli özellik ise, primitif davranışların çevresel uyaranlarla doğrudan ilişkili olmasıdır. Örneğin, bir hayvanın tehlike gördüğünde hemen kaçma davranışı sergilemesi, korku duygusunun primitif bir şekilde bedenine yansımasıdır. İnsanlar da benzer şekilde korku, öfke veya mutluluk gibi duygusal yanıtlarla hareket edebilirler.

Primitif davranışlar genellikle hızla ortaya çıkar ve karmaşık düşünce süreçlerinden bağımsız olarak gerçekleşir. Bu, hayatta kalma mekanizmalarını hızla devreye sokan, otomatik bir tepki sistemini işaret eder.

Primitif Davranışların İnsanlar Üzerindeki Etkisi

İnsanlar da primitif davranışlar sergilerler, ancak bu davranışlar genellikle toplum içinde daha kontrollü hale gelir. Primitif tepkiler, kültürel ve sosyal normlarla şekillenir. Örneğin, bir bireyin stresli bir durumda sinirli bir şekilde tepki vermesi, bir primitif davranışa işaret eder. Ancak bu tepkiler zamanla öğrenilir ve daha olgun tepkilerle yer değiştirebilir.

Bununla birlikte, primitif davranışlar, bir insanın psikolojik durumunu anlamada önemli ipuçları verebilir. İnsanlar, çevresel stres faktörlerine, korkuya veya tehditlere karşı doğrudan biyolojik yanıtlar verirler. Bu, bilinçli bir kontrol yerine, evrimsel olarak şekillenen, içgüdüsel tepkilerin devreye girmesini sağlar.

Örneğin, bir kişi tehdit edici bir durumda korku hissederse, beynin amigdala bölgesi aktifleşir ve bu durum vücutta çeşitli fiziksel tepkilere yol açar (terleme, kalp atışının hızlanması, kas gerilmesi gibi). Bu tür bir tepki, daha önceki atalarımızın hayatta kalmalarını sağlayan primitif bir davranışın günümüzdeki yansımasıdır.

Primitif Davranışlar ve Psikoloji

Psikolojik açıdan primitif davranışlar, bireylerin bilinçaltı süreçlerinin bir yansımasıdır. Bu davranışlar, insanların evrimsel geçmişinde hayatta kalmaya yönelik olarak şekillenmiş ve toplum içinde daha karmaşık psikolojik süreçlerin temellerini oluşturmuştur. İnsanların sosyal çevreleriyle etkileşimlerinde de primitif davranışlar rol oynayabilir. Örneğin, bir kişi kendini tehdit altında hissettiğinde, “savaş ya da kaç” tepkisi gibi ilkel bir refleks devreye girebilir.

Freud'un psikanaliz teorisinde, primitif davranışlar, insanın id (bensel dürtüler) tarafından yönlendirilir. Bu dürtüler, insanların içsel ve dışsal dünyayla etkileşimde bulunmalarını sağlayan güçlü dürtülerdir. Freud'a göre, bireylerin gelişim süreçleri, primitif dürtülerle başlar ve bireyler, toplumsal normlar ve bilinçli düşünce süreçleriyle bu dürtüler üzerinde kontrol sahibi olmaya çalışırlar.

Primitif davranışların bir başka önemli boyutu da, travmalar ve stres durumlarında ortaya çıkmalarıdır. Kişiler stres altında, evrimsel olarak hayatta kalmayı sağlayan, ilkel tepkiler sergileyebilirler. Bu tür tepkiler, sosyal ortamlarda hoş karşılanmayabilir, ancak psikolojik olarak bu tepkiler, bireyin hayatta kalmasını sağlayan içgüdüsel davranışlardır.

Primitif Davranışların Evrimsel Açıdan Önemi

Evrimsel açıdan primitif davranışlar, hayatta kalma ve üreme ile doğrudan ilişkilidir. İnsanlar ve diğer hayvanlar, tehlike karşısında hızlıca tepki verebilmek için primitif davranışları geliştirerek, hayatta kalma olasılıklarını artırmışlardır. Bu davranışlar, insanların doğal ortamlarında daha fazla güvenlik sağlamalarına yardımcı olmuş ve dolayısıyla türlerin evrimsel süreçlerinde önemli bir rol oynamıştır.

Bu davranışlar, ayrıca bireylerin çevresel uyaranlara karşı hızlıca tepki vermelerini sağlar. İnsanlar ve hayvanlar, duygusal durumlarına yanıt olarak çevrelerine hızlıca tepki verebilirler. Bu tür içgüdüsel yanıtlar, evrimsel süreçte bireylerin hayatta kalmalarını artırmıştır.

Primitif Davranışların Toplumsal ve Kültürel Bağlamda Yeri

Toplumsal yaşamda, primitif davranışlar bazen olumsuz algılanabilir. Özellikle modern toplumlarda, insanlar, daha karmaşık düşünce süreçlerine dayalı, daha kontrollü ve uyumlu davranışlar sergilemek durumundadırlar. Primitif davranışlar, toplumsal normlara ve kültürel değerlere aykırı olabilir. Ancak, primitif tepkiler, insanların doğal duygusal durumlarını ve içsel dünyalarını anlamada önemli bir rol oynar.

Örneğin, bir bireyin öfkesine karşı verdiği tepkiler, bazen toplumsal bağlamda hoş karşılanmayabilir. Ancak bu tür primitif duygusal tepkiler, kişinin bilinçaltında yer alan, daha önceki evrimsel süreçlerden gelen dürtülerdir. İnsanlar, bu duygusal durumları yönetmekte zorlandıklarında, psikolojik yardım arayabilirler.

Sonuç

Primitif davranışlar, insan ve hayvanların evrimsel tarihinden kalan, içgüdüsel ve biyolojik olarak yönlendirilen davranışlardır. Bu davranışlar, çevresel uyaranlara ve içsel ihtiyaçlara yanıt olarak ortaya çıkar ve genellikle karmaşık düşüncelerden bağımsızdır. İnsanlar, toplum içinde primitif davranışları bazen kontrol altında tutmaya çalışsalar da, bu içgüdüsel tepkiler, hayatta kalma mekanizmalarının önemli bir parçası olarak evrimsel süreçte yer almıştır. Primitif davranışlar, psikolojik süreçlerin ve toplumsal etkileşimlerin temel yapı taşlarından biri olarak insanın doğasında varlığını sürdürür.
 
google