Ethereum
New member
Leningrad Nükleer Güç Santrali (NGS) Genel Müdür Yardımcısı Pavel Lavrentiev, Leningrad NGS ziyareti kapsamında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, nükleer gücün gelişmiş ülkelerin elinde tuttuğu bir güç olduğunu ve bu kapsamda nükleer santrale sahip olacak Türkiye’nin de kuvvetli bir ülke olacağını düşündüğünü söylemiş oldu.
Rusya’nın işletme halindeki en büyük santralinin Leningrad NGS olduğunu tabir eden Lavrentiev, kelam konusu santralin Akkuyu NGS ile benzeri teknolojiye sahip olduğunu belirtti.
Lavrentiev, nükleer gücün yalnızca elektrik üretiminde kullanılmadığına işaret ederek, Leningrad NGS’nin, bulunduğu kentteki insanların içme suyu ve ısınma muhtaçlığını karşılamada da kıymetli rol üstlendiğini lisana getirdi.
Nükleer güç üretiminden sıhhat alanında da yararlanıldığına dikkati çeken Lavrentiev, Kovid-19 salgını sürecinde sıhhat problemleri niçiniyle tıbbi aygıtlara bağlı yaşayanların oksijen gereksiniminin karşılanmasında Leningrad NGS’nin bölge insanına dayanak olduğunu anlattı.
“Çocuklarım da dalda vazife yapmak istiyor”
Lavrentiev, nükleer santralin Leningrad Bölgesi’ndeki ekolojik yaşama ziyan vermediğini belirterek, “Siz şu an bir nükleer santral bölgesindesiniz ve bir atom mühendisiyle konuşuyorsunuz. 50 yıldır burada yaşıyorum ve beni etkileyen bir şey görmedim. İki çocuğum var ve onlar da benim çalıştığım kesimde bakılırsav yapmak istiyorlar.” dedi.
Santralin bulunduğu bölgeye 16 milyon dolarlık etraf yatırımı ödeneği ayırdıklarını tabir eden Lavrentiev, “Biz konutumuzu ve bölgemizi seviyoruz. Kullandığımız reaktörler buradaki ekolojik güvenliği destekliyor.” diye konuştu.
“300’den çok Akkuyu çalışanına eğitim verildi”
Lavrentiev, Leningrag NGS’deki eğitmenlerin alanda edindikleri deneyim ve bilgiyi Akkuyu NGS çalışanlarıyla paylaştığını kaydetti.
2018’den bu yana 300’den çok Akkuyu çalışanına eğitim verdiklerini söyleyen Lavrentiev, “İşletmeye alınma süreci boyunca Akkuyu NGS işçisi burada eğitim almaya devam edecek. Biz beraberinde teknoloji ekipmanları üretimi, bakım ve tamiratı ve işletmesiyle ilgili gerekli bilgiyi de Akkuyu çalışanına aktarıyoruz. Bu aslında Rus menşeli nükleer güç santrallerini pazarlarken karşı tarafa sunmuş olduğumuz paketin ortasında bulunan bir teminattır.” sözlerini kullandı.
Türkiye’nin birinci nükleer güç santrali olacak Akkuyu NGS’ye ait mutabakat, Rusya ile 2010’da imzalanmıştı. Toplam 4 bin 800 megavat kapasiteye sahip ve 4 reaktörden oluşacak santralde, birinci reaktörün 2023’te devreye alınması hedefleniyor.
Akkuyu NGS’de kullanılacak VVER-1200 tipi reaktörler 3 jenerasyon olarak tabir ediliyor ve santral ortasında faal ve pasif güvenlik sistemlerini birleştirici özelliği bulunuyor.
Rusya’nın işletme halindeki en büyük santralinin Leningrad NGS olduğunu tabir eden Lavrentiev, kelam konusu santralin Akkuyu NGS ile benzeri teknolojiye sahip olduğunu belirtti.
Lavrentiev, nükleer gücün yalnızca elektrik üretiminde kullanılmadığına işaret ederek, Leningrad NGS’nin, bulunduğu kentteki insanların içme suyu ve ısınma muhtaçlığını karşılamada da kıymetli rol üstlendiğini lisana getirdi.
Nükleer güç üretiminden sıhhat alanında da yararlanıldığına dikkati çeken Lavrentiev, Kovid-19 salgını sürecinde sıhhat problemleri niçiniyle tıbbi aygıtlara bağlı yaşayanların oksijen gereksiniminin karşılanmasında Leningrad NGS’nin bölge insanına dayanak olduğunu anlattı.
“Çocuklarım da dalda vazife yapmak istiyor”
Lavrentiev, nükleer santralin Leningrad Bölgesi’ndeki ekolojik yaşama ziyan vermediğini belirterek, “Siz şu an bir nükleer santral bölgesindesiniz ve bir atom mühendisiyle konuşuyorsunuz. 50 yıldır burada yaşıyorum ve beni etkileyen bir şey görmedim. İki çocuğum var ve onlar da benim çalıştığım kesimde bakılırsav yapmak istiyorlar.” dedi.
Santralin bulunduğu bölgeye 16 milyon dolarlık etraf yatırımı ödeneği ayırdıklarını tabir eden Lavrentiev, “Biz konutumuzu ve bölgemizi seviyoruz. Kullandığımız reaktörler buradaki ekolojik güvenliği destekliyor.” diye konuştu.
“300’den çok Akkuyu çalışanına eğitim verildi”
Lavrentiev, Leningrag NGS’deki eğitmenlerin alanda edindikleri deneyim ve bilgiyi Akkuyu NGS çalışanlarıyla paylaştığını kaydetti.
2018’den bu yana 300’den çok Akkuyu çalışanına eğitim verdiklerini söyleyen Lavrentiev, “İşletmeye alınma süreci boyunca Akkuyu NGS işçisi burada eğitim almaya devam edecek. Biz beraberinde teknoloji ekipmanları üretimi, bakım ve tamiratı ve işletmesiyle ilgili gerekli bilgiyi de Akkuyu çalışanına aktarıyoruz. Bu aslında Rus menşeli nükleer güç santrallerini pazarlarken karşı tarafa sunmuş olduğumuz paketin ortasında bulunan bir teminattır.” sözlerini kullandı.
Türkiye’nin birinci nükleer güç santrali olacak Akkuyu NGS’ye ait mutabakat, Rusya ile 2010’da imzalanmıştı. Toplam 4 bin 800 megavat kapasiteye sahip ve 4 reaktörden oluşacak santralde, birinci reaktörün 2023’te devreye alınması hedefleniyor.
Akkuyu NGS’de kullanılacak VVER-1200 tipi reaktörler 3 jenerasyon olarak tabir ediliyor ve santral ortasında faal ve pasif güvenlik sistemlerini birleştirici özelliği bulunuyor.