görüş | Bir profesörün kovulmasının ardından üniversite öğrencileri ve profesörler, yüksek öğrenimin yeni manzarasıyla boğuşur.

senbilirsin

New member
“Öğrenciler, idareye yetersiz eğitim aldıklarını söyleme hakkına sahip olmalı”

Şu anki sorunun Z kuşağının tembelliğinden çok pedagoji eksikliği olduğunu düşünüyorum. 2021’de özel bir üniversiteden biyoloji derecesi ile mezun oldum ve birçok profesörün, özellikle STEM konularında, öğretim konusunda kararsız olduğunu gördüm. Öğrenciler, bundan sonra ne olması gerektiği konusunda son söze sahip olmasalar bile, idareye yetersiz eğitim aldıklarını söyleme hakkına sahip olmalıdır. — Hanna Geller, 23, Washington, DC

“Öğrenciler artık eğitim istemiyor, sertifika alıcısı oldu”

Özel bir üniversitede lisansüstü öğrencilere dijital medya yönetimi öğrettim ve son yıllarda öğrenciler eğitim istemeyi bıraktılar ve belge satın alanlar oldular. Bu gelişme çatışan taraflar yarattı: Bir yanda harçlarını toplayan öğrenciler ve yöneticiler, diğer yanda fakülte ve bizim mesleki takıntılarımız.

Nihayetinde, önceliklerin uyumsuzluğunu kabul edemedim. Öğrencilerde ve onları barındıran yönetimde gördüğüm değişiklikler nedeniyle akademiden ayrıldım. Bu uyum sağlayamadığım anlamına geliyor. Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapmak zorunda hissettim; Öğrenciler paralarının karşılığını alma konusunda baskı hissettiler. Hiçbirimiz haksız değiliz ama artık aynı çizgide değiliz ve bu da başarısız bir işe yol açıyor. — Stephen Masiclat, 61, Syracuse, NY

Çatışma nerede?


“O zamanlar başaramazsan asla başaramayacakmışsın gibi geldi”

2021 yılında büyük, özel bir üniversiteden Bilgisayar Bilimleri bölümünden mezun oldum. Giriş niteliğindeki bilgisayar bilimi kursumuz, ne kadar önceki programlama deneyiminiz olursa olsun, eşit bir oyun alanı olmalıdır. Uygulamada, bu gerçeklerden uzaktı. Çocukluğumdan beri kod yazanlardan (çoğunlukla beyaz erkekler) çok daha fazla ve bu alanda yeni olanlardan (daha fazla POC ve kadın) daha az mücadele ettim. Profesörlerimiz bize çok fazla söz söylemeden dizimizdeki ilk birkaç sınıfın ayrılmış sınıflar olduğunu söylediler. Sanki başaramazsan asla başaramayacaksın gibi geliyordu. İkinci dönemin başında, sınıfımız giderek daha fazla beyaz erkek denizine dönüştüğünün etkilerini görebiliyordunuz. Profesörler, dersten sonra ana dallarını bırakanlardan sorumlu tutulmalıdır. — Emma Reed, 23, Pittsburgh

“Bu sürecin bir parçası da sorunları çözebilmektir”

Özel bir üniversitede hem seminerlerde hem de ana derslerde lisans, yüksek lisans ve tıp öğrencilerine ders verme konusunda geniş deneyime sahibim. Sokratik yöntemi kullandım ve öğrencilere problem çözme sürecinde nazikçe rehberlik etmeye çalıştım. Bunun taciz değil diyalog amaçlı olduğunu en başta açıkladım. Yaklaşık 15 yıl önce, lisans öğrencilerinin bu zorluğa dirençli hale geldiğini görmeye başladım. On yıl önce, bu tedirginlik yüksek lisans ve tıp öğrencilerine sinmişti. Öğrencileri akranlarının önünde sorgulamak artık aşağı yukarı kabul edilemez olarak görülüyor. Bu onları “rahatsız” eder. Kendimi öğrencilerimin ihtiyaçlarına duyarlı, esnek, destekleyici bir öğretmen olarak görüyorum. Sözde yabani otlardan arındırma kurslarına inanmıyorum. Öğrenmeye inanıyorum. Ancak bu sürecin bir kısmı, zor koşullar altında problem çözmede gezinmektir. — Barry Goldstein, 70, Westport, New York

“Profesörler genellikle öğretim tarzlarını değiştirmeye direnirler”

Zor profesörleri ve müfredatı olmasıyla ünlü özel bir üniversitede öğrenciyim. Araştırma üniversitelerindeki pek çok profesörün öğretime daha az, yayınlamaya daha çok odaklandığını düşünüyorum. Ayrıca profesörlerin çoğu kişi için bir öncelik gibi görünmediği için bir şeyler yolunda gitmediğinde öğretme tarzlarını değiştirmeye isteksiz olduklarını görüyorum.

Covid sonrası bir akademik ortamda, ben de dahil olmak üzere meslektaşlarımın çoğu, on yıllardır tıp öncesi ve diğer benzer eleme kurslarında beklenen türden bir çabaya alışkın değil. – Sam Nichols, 20, Ithaca, NY