pandomim
New member
South China Morning Post gazetesinin haberine göre, İsrail’in Pekin’deki Çin Ekonomik Misyonu’nun Lideri Esti Ayalon-Kovo, gazeteye yaptığı açıklamada, tarafların sistemli çevrim içi müzakereleri sürdürdüğünü, mutabakatın “son aşamalarda” olduğunu belirtti.
Anlaşmanın, iki ülke içindeki ticareti geliştirmesini ve kolaylaştırmasını beklediklerini söz eden Ayalon-Kovo, “İki taraf da mutabakatın en kısa müddette neticelenmesi için uğraş sarf ediyor. Bu muahede, İsrail’den yeni ihracatçıların Çin’e mal satmasını sağlayacak.” dedi.
ÇİN’İN ORTA DOĞU’DAKİ BİRİNCİ TİCARET ANLAŞMASI
Müzakerelerin sonuçlanması halinde bu, Çin’in bir Orta Doğu ülkesi ile imzaladığı birinci özgür ticaret mutabakatı olacak.
Çin devlet medyasındaki haberlere göre, Pekin ile Telaviv içindeki hür ticaret muahedesi görüşmeleri, pandeminin başından bu yana çevrim içi sürdürülüyor. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi’nin nisanda, devrin İsrail Başbakanı Yair Lapid yaptığı telefon görüşmesinin akabinde müzakerelerin hızlandırıldığı kaydediliyor.
Çin ile İsrail içindeki dış ticaret hacmi, 2021’de 22,8 milyar dolara ulaşmıştı. Çin’e yapılan mal satışı İsrail’in ihracatını yüzde 11’ini oluşturuyor. İsrailli ihracatçılar Çin’e yüklü olarak tıbbi donanım, tarım aletleri ve öteki makineler ile gübre ve kimyasallar satıyor.
ASYA PASİFİK’TE DAHA EVVEL GÜNEY KORE İLE MUAHEDE İMZALADI
İsrail, Asya Pasifik bölgesinde daha evvel Güney Kore ile özgür sicaret muahedesi imzalamıştı.
Bugüne dek 16 ülke ile ikili hür ticaret muahedeleri yapan Pekin ise çabucak hemen bir Orta Doğu ülkesiyle bu tipten bir düzenlemede uzlaşabilmiş değil.
Çin’in, son 20 yılda artan ekonomik gücü ve nüfuzuyla, muhtaçlık duyduğu güç kaynakları bakımından güçlü bölgeye ilgisini artırmıştı. İran ve Suudi Arabistan ile ilgilerini “kapsamlı stratejik ortaklık” seviyesinde yükselten Pekin, petrol zengini Körfez İşbirliği Kurulu ülkeleri ile de bir ticaret paktı oluşturmayı hedefliyor.
Analistler, Pekin’in İsrail ile mutabakatının, geçmişte olduğu üzere sadece Arap ülkeleri ile ittifak ve iş birliği arayışında olmadığı, Filistin konusundaki görüş farklılığına rağmen ekonomik iş birliğine açık olduğu bildirisini vermeyi istediği değerlendirmesini yapıyor.
Çin, İsrail’in topraklarını işgal ettiği Filistin’i 1988’de resmen tanımıştı.
Anlaşmanın, iki ülke içindeki ticareti geliştirmesini ve kolaylaştırmasını beklediklerini söz eden Ayalon-Kovo, “İki taraf da mutabakatın en kısa müddette neticelenmesi için uğraş sarf ediyor. Bu muahede, İsrail’den yeni ihracatçıların Çin’e mal satmasını sağlayacak.” dedi.
ÇİN’İN ORTA DOĞU’DAKİ BİRİNCİ TİCARET ANLAŞMASI
Müzakerelerin sonuçlanması halinde bu, Çin’in bir Orta Doğu ülkesi ile imzaladığı birinci özgür ticaret mutabakatı olacak.
Çin devlet medyasındaki haberlere göre, Pekin ile Telaviv içindeki hür ticaret muahedesi görüşmeleri, pandeminin başından bu yana çevrim içi sürdürülüyor. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi’nin nisanda, devrin İsrail Başbakanı Yair Lapid yaptığı telefon görüşmesinin akabinde müzakerelerin hızlandırıldığı kaydediliyor.
Çin ile İsrail içindeki dış ticaret hacmi, 2021’de 22,8 milyar dolara ulaşmıştı. Çin’e yapılan mal satışı İsrail’in ihracatını yüzde 11’ini oluşturuyor. İsrailli ihracatçılar Çin’e yüklü olarak tıbbi donanım, tarım aletleri ve öteki makineler ile gübre ve kimyasallar satıyor.
ASYA PASİFİK’TE DAHA EVVEL GÜNEY KORE İLE MUAHEDE İMZALADI
İsrail, Asya Pasifik bölgesinde daha evvel Güney Kore ile özgür sicaret muahedesi imzalamıştı.
Bugüne dek 16 ülke ile ikili hür ticaret muahedeleri yapan Pekin ise çabucak hemen bir Orta Doğu ülkesiyle bu tipten bir düzenlemede uzlaşabilmiş değil.
Çin’in, son 20 yılda artan ekonomik gücü ve nüfuzuyla, muhtaçlık duyduğu güç kaynakları bakımından güçlü bölgeye ilgisini artırmıştı. İran ve Suudi Arabistan ile ilgilerini “kapsamlı stratejik ortaklık” seviyesinde yükselten Pekin, petrol zengini Körfez İşbirliği Kurulu ülkeleri ile de bir ticaret paktı oluşturmayı hedefliyor.
Analistler, Pekin’in İsrail ile mutabakatının, geçmişte olduğu üzere sadece Arap ülkeleri ile ittifak ve iş birliği arayışında olmadığı, Filistin konusundaki görüş farklılığına rağmen ekonomik iş birliğine açık olduğu bildirisini vermeyi istediği değerlendirmesini yapıyor.
Çin, İsrail’in topraklarını işgal ettiği Filistin’i 1988’de resmen tanımıştı.